Fotoğraf sözcüğü, (eski yunanca φῶς, fos, φωτός) fotos, “ışık (gök cisimleri kaynaklı)”, “aydınlık” ve grafein ise, “çizmek”, “kazımak”, “resim yapmak”, “yazmak” anlamına gelen sözcüklerin birleştirilmesi ile türetilmiş bir isimdir. Türk Dil Kurumu’na göre ise fotoğraf, çeşitli araç ve malzeme kullanarak görüntüyü özel bir yüzey üzerinde sabitleme anlamına gelmektedir.
Fotoğrafın icadı birkaç teknik buluşun bir araya gelmesine dayandığı için, kaynağı çok uzun yıllar öncesine kadar gitmektedir. Hatta ünlü Yunan matematikçiler Aristoteles ve Öklid M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda bir iğne deliği kamerasından bahsetmişlerdir. Bu teorik anlatımların ötesinde Wilhelm Homberg 1694 yılında bazı kimyasalları, ışığın nasıl kararttığını (fotokimyasal etkiyi) açıklamıştır. 1820 yılında bu kimyasalların fotoğrafçılıkta nasıl kullanılacağının keşfedilmesiyle ilk fotoğrafa giden yolun önü açılmış oldu. Yukarıda bilinen dünyanın ilk fotoğrafını görüyorsunuz. Le Gras’ın pencersinden görünüş isimli bu fotoğraf 1826 da çekilmiş. Fransız fotoğrafçı Joseph Nicéphore bu fotoğrafının basım işlemine ‘heliography’ adını vermiş. Fotoğrafın basılması tam 8 saat sürmüş. Sürenin çok kullanılabilir olmadığı fark eden Nicéphore farklı yöntemler üzerinde de çalıştıysa da bu hayalini gerçekleştiremeden 1833 yılında ölmüştür. Ancak çalışma arkadaşı Louis Daguerre çalışmalarını devam ettirdi. 1838 yılında Daguerre geliştirdiği dagerreyotipi yöntemiyle Paris sokaklarının fotoğrafını çekerken, kadraja giren ayakkabı boyatan bir yaya da pozlamada görülebilecek kadar sabit kaldığı için dünyanın ilk insan fotoğrafına konu olmuştur. En sonunda Fransa 1839 yılında Daguerre’nin buluşunu tüm dünyaya Fransa’nın hediyesi olarak tanıtma sözü karşılığında (ki bunu gerçekleştirmiştir) Daguerre ‘ye emekli aylığı ödemeyi kabul etmiştir. Yıllar içinde fotoğrafçılık gelişse de 1888 yılında George Eastman tarafından kurulan Kodak’ın, ilk elde taşınabilen fotoğraf makinesini piyasaya sürmesine kadar çok kullanışlı olmadı. 1895 yılında ard arda gelen bir çok fotoğrafın küçük zaman dilimine sıkıştırılmasıyla sinemanın temelleri atılmış oldu. İlk dijital fotoğraf makinesi ise yine Kodak tarafından 1975 yılında geliştirildi. Dijital fotoğrafçılığın yaygınlaşmasıyla fotoğraf ve fotoğrafçılık elimizdeki telefona kadar indirgenmiş oldu.
Günümüzde, günlük yaşamın kaçınılmaz bir parçası haline gelen fotoğraf ve yaklaşık 90 milyar dolarlık global bir sektör haline gelen sinema hayatımızda büyük bir yer edinir oldu. Bir anı yada bir süreyi, yani bir nevi zamanı dondurmanın elimizdeki tek yoluydu belkide fotoğraf ve sinema. O yüzdendir ki insanlık her yıl ortalama 95 milyar fotoğraf çekiyor ve bu sayı her geçen yıl katlanarak ilerliyor. En güzel anları, en hüzünlü anları, önemli olayları belgelemek ve paylaşmak için fotoğrafı kullandık. 1826 yılında 8 saatte çekilen fotoğraftan bugün hatırlamak yada paylaşmak için neredeyse her gün kullandığımız bir araç haline geldi fotoğraf. Bu süreçte hareketli fotoğraf gibi yeni bazı teknolojilerde aramıza katılmaya devam ediyor. Biz bazı anları hatırlamak veya paylaşmak için zamanı dondurmanın daha iyi bir yolunu bulana dek, fotoğraf hayatımız da her gün daha fazla yer edinmeye devam edecek gibi görünüyor.